ULUSAL İLETİŞİM AĞI

11 Eylül 2010 Cumartesi

Bireysel Şiddette Nereye Doğru?

08 Haziran 2009

Bireysel suç işleme oranlarında yaşanan yüksek artışlar, herkesimin dikkatini çekmekte ve herkes neler oluyor? İnsanlar niye bunları yapıyor? Gibi sorular sorarak akla yatkın cevaplar aramakta ancak ne yazık ki bir türlü işin içinden çıkılabilecek cevaplar bulunamamaktadır. Çünkü gün geçmiyor ki  insanlar kendilerine ya da bir başkasına zarar vermiyor olsun.

Son bir hafta içerisinde komşusu tarafından sobada yakılan 4 yaşındaki kız çocuğunu mu? Üç yaşındaki kızını uykuda iken kalbinden vurup daha sonra kendini de öldüren babayı mı? Ya da 8 kişinin kendi (çocukları) yakınları tarafından öldürüldüğü olayı mı dersiniz? Son bir hafta içinde basına yansıyanların dışında kim bilir kaç kişi benzer şekilde öldürülüyor ya da travmaya maruz bırakılıyor? Bu tür adli olaylarda inanılmaz artışların yaşandığını hepimiz görmekteyiz, keza istatistiki verilerde bunu doğrulamaktadır. Ancak bu durum saptamasından sonra neden, niçin gibi sorularında sorulması gerekmektedir. Çünkü daha çok sosyal bilimlerin ilgi alanında olan sosyal sorunlarda neden ve sonuç ilişlisini tek bir değişkene bağlamak mümkün olmadığına göre bu sorularında ne yazık ki tek bir cevabını verebilmek söz konusu değildir.

Bazı sosyal, ekonomik ve kişisel nedenler şiddetin artmasında etkili olabilmektedir. Bu yönelime neden olabileceği düşünülen etkenlerden bazıları ise işsizlik, yoksulluk, uyum sorunları, akıl ve ruh sağlığında yaşanan kayıplar, yetersizlikler  vb. faktörlerdir. İletişimin, teknolojinin, ekonomik ve sosyal ilişkilerin bu kadar hızla değiştiği bir dönemde, bireylerin değişen ortamlara uyum sağlamada çeşitli sıkıntılar yaşadığı ve uyumu sağlayamaması halinde farklı bireysel tepkilere yönelebildiği göz ardı edilmemelidir. Bu yönelimlerden biriside çevresine ve kendisine engel teşkil ettiğini düşündüğü kişi ya da kişileri ortadan kaldırmaya yönelebilmektir.

Umarız önümüzdeki süreçte bireysel suçlarda daha fazla artışlar yaşanmaz. Ancak, ekonomik kriz nedeniyle yaşanabilme olasılığının yüksekliği de dikkate alındığında gerekli önlemlerin alınması sosyal riskleri azaltabilir. Sosyal sorunları sadece polisiye önlemlerle çözümleyebilmek mümkün gözükmemektedir. Çözüm ise işsizliğin, yoksulluğun, eğitimsizliğin, sosyal hizmet politika ve uygulama eksikliklerinin ortadan kardırılmasını sağlayabilecek sosyal politika reformlarını yapabilmemizdedir.

İnsanların bütün dünyada, var oluş mücadelesinde yalnızlaştığı ve izole edildiği, bu süreçte tek başına kalan birey sosyal politika eksikliklerinden kaynaklı olarak nereye kadar yalnız ayakta kalabilir ki? Bu sorunları yardım paketleri ile çözebilir miyiz? Yerel yönetimlerin insan eksenli sosyal hizmet politika uygulamaları var mı? Varsa kaçı etkin? Yaygınlığı yeterli mi? Yeterli ise bu insanlar niye çıldırıp birilerini yakıp, tecavüz edip, öldürüyor ya da kendilerini öldürüyorlar? İnsanlık tarihin her döneminde benzer sorunların olduğu bir gerçektir. Ancak, bu kadar hızla yaygın hale gelmesi, sağlıklı bir durum mudur? Sonuç olarak, gidilen yol güzel bir yol ise bu kadar acı ve gözyaşı niye diye sormadan edemiyor insan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder