ULUSAL İLETİŞİM AĞI

11 Eylül 2010 Cumartesi

Her Şey Değişirken

25 Mayıs 2009

İnsanlık var olduğu günden bu güne kadar, her aşamada değişimin etkilerine maruz kalmıştır. Yaşanan değişimler her dönemde sosyal ve ekonomik sorunları da beraberinde getirmiştir. Kimi zaman savaşları, iç karışıklıkları ve toplumsal olayları, kimi zaman da bireysel olarak intiharı, suça ve şiddete yönelmeyi vb. sonuçları doğurabilmiştir.

İçinde yaşamakta olduğumuz yüzyıl bütün dünyada yazılı tarih boyunca bilinen en hızlı ve en travma tik sonuçları olan bir değişim süreci olarak kabul edilmektedir. Özellikle bilişim teknolojisinde, ulaşım, üretim, genetik ve haberleşme alanlarında yaşanan hızlı değişimler gerek doğal hayatı, gerekse mikro düzeyde biz insanların hayatını olumlu ya da olumsuz yönde etkilemektedir.

Uyum kabiliyeti yüksek olan canlıların yeni durumlara daha kolay adapte olabildikleri bilimsel bir gerçektir. İnsanlıkta tarih boyunca geçirdiği değişimlere bir şekilde uyum sağlamayı başarabilmiştir. Ancak uyum sağlamakta ve değişimi yakalamakta sıkıntılar yaşanıyorsa, bireysel ya da toplumsal düzeyde sorunların yaşanması da kaçınılmaz hale gelebilmektedir.

Yaşamakta olduğumuz küreselleşme süreci ve etkileri insanlığı bir dönüm noktasına getirmiş gözükmektedir. Şayet iyi yetiştirilirlerse bu değişim sürecini en iyi algılayabilme ve uyum sağlama yeteneğine hiç kuşkusuz gençler sahiptir. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma ve Gençlik Bayramı, Atatürk’ün 1920’lerde dahi dünyayı ne kadar iyi algıladığını bizlere göstermektedir. Çünkü Atatürk ülkesini çocuklara ve gençlere emanet etmiştir. Bu anlayış dünyayı algılamayı ve değişimi yönlendirebilmeyi çözmenin erdeminden başka ne olabilir ki?

Tarih hızla ilerlerken ve her şey değişirken ülkelerin başarılı olabilmelerinin yolu da gençlerine verdikleri önemle ortaya çıkmaktadır. Geleceğimiz için bütün maddi ve manevi olanaklarımızı çocuklarımıza ve gençlerimize sunmamız gerekmektedir.

Dünyayı yönlendirebilecek, hatta gelecekteki barış dolu dünyayı var edebilecek, büyük düşünen, olayları tek yönlü algılamayan, erdemli ve bilgili bir gençlik yetiştirebiliriz. Bunu başarabilmemiz gerçekten mümkün, Ancak yeter ki biraz inanç ve güvenimiz olsun, sonuç kendiliğinden gelecektir. Zor olan şey insanın kendisine ülkesine ve insanlığa olan inançsızlığıdır. Çocuklarımızı yetiştirirken kendimizin inanmadığı değerleri inanıyormuş gibi yaparak onlara öğretemeyiz. Bu bir yönüyle de kendimizi ve çocuklarımızı kandırmaktan başka bir şey olmaz. Biz inanmıyorsak çocuklarımızdan başarışı ve başarıyı nasıl bekleyebiliriz ki?

Her şey hızla değişirken, biz bile değiştiğimizi fark etmeden değişirken, neden biraz daha bilinç ve azimle bütün çocuklarımıza ve gençlerimize sahip çıkmayalım ki? 19 Mayıs Gençlik Bayramı yıllar öncesinden Atamızın bizlere bıraktığı bir işaret değil mi?  Her şey değişirken ülkemizin ve dünyamızın barış ve mutluluk dolu adaletli bir yer olması dileği ile...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder