ULUSAL İLETİŞİM AĞI

11 Eylül 2010 Cumartesi

Yoksulluk ve Çocuk

21 Aralık 2009

Bir toplumda adaleti, barışı ve huzuru sağlayabilmenin en önemli unsurlarından birisi hiç şüphesiz yoksulluğu ortadan kaldırabilmektir.  Yoksulluk ve gelir dağılımı bozukluğu var olduğu sürece bir ülkede huzuru, barışı ve demokrasiyi sağlayabilmek hayalden öteye bir anlam taşımaz. Gelir dağılımı ve yoksulluk oranlarındaki hızlı artışlar demokrasinin, barışın ve huzurun önündeki en önemli engellerdir.

Hiç şüphe yok ki bu ülkede yaşayan herkes barışı, kardeşliği ve demokrasiyi istiyor. Ancak bunu sağlayabilmenin yolu, insanların özelliklede geleceğin sahibi olan çocukların sağlık, beslenme, barınma ve eğitim gereksinmelerin karşılanabilmesinden geçmektedir. Gelecekteki sosyal ve ekonomik sorunların önlenebilmesinin yolu çocuk yoksulluğunun ortadan kaldırılabilmesine bağlıdır.

Yoksulluk ve gelir dağılımı bozukluğu, insanların beden ve ruh sağlıklarını olumsuz yönde etkileyebilmekte, bunun sonucu olarak ta, suç işleme, hapishanelerdeki siyasi ya da diğer suçluların sayısını hızla artırabilmektedir. İki yıldan az ceza alanların ya da karşılıksız çek ve senet verenlerin cezalarının ertelenmesi hapishanelerin doluluk oranlarını önleyememektedir. Genel af çıkarılsa bile bir yıl sonra sayı iki katı oranında artabilir. Koalisyon hükümeti döneminde çıkarılan af sonrası yaşananlar kamu vicdanını olumsuz yönde etkilemiş, afla çıkanların önemli bir kısmı suçsuz insanların daha fazla canını yaktıktan sonra tekrar hapishaneye geri dönmek zorunda kalmışlardır.

Sosyal sorunları ve terörü önlemenin yolu öncelikle ekonomiden ve eğitimden geçmektedir. Sokakta polise taş atan çocukların ailelerinin ekonomik durumları incelenecek olursa büyük çoğunluğunun yoksulluk sınırının altında yaşadığı görülecektir. Bir toplumda yoksul ve kaybedecek bir şeyi olmayan insan sayısının artması toplumsal yapı açısından da en önemli tehlikedir. Toplumsal sürdürülebilirliği sağlamanın yolu eğitimden, açlığı ve yoksulluğu önlemekten geçmektedir.

Ülkemizde ekonomik sorunların, işsizliğin ve yoksulluğun TUİK rakamlarıyla da artığı bir ortamda barışı sağlamak çok kolay olmasa gerek. Hangi sosyal yardım ve sosyal hizmet programını uygularsanız uygulayın yoksul aileleri ve yoksul çocukları artıran bir yapı köklü bir değişime uğramadığı ve gelir dağılımı sağlanamadığı sürece huzuru, barışı ve demokrasiyi oluşturmak hayalden öteye gidemeyebilir.

Özellikle gençler arasında eğitimsizliğin ve işsizliğin artması, geleceğe kaygı duyan bir neslin ortaya çıkmasına yol açmaktadır. Terörün, kapkaçın, hırsızlığın, yolsuzluğun, eğitimsizliğin vb nedeni yoksulluk ve gelir dağılımı bozukluğundan kaynaklanabilmektedir. Oysa bu gün ülkemizde herkes sorunların çözümü için demokratikleşme ve Anayasa değişikliklerinden bahsetmektedir. Oysa ekonomi ve gelir dağılımından çok fazla bahseden yok gibi. Her ne yapılırsa yapılsın yoksulluğu, işsizliği ve eğitimsizliği önleyemediğimiz sürece, terör biçim değiştirerek farklı şekillerde varlığını devam ettirir.

Barışı, huzuru ve demokrasiyi var edebilmenin yolu ailelere ve çocuklarına geleceğe umutla bakabilme imkânlarının sağlanabilmesidir. Aksi takdirde sosyal sorunlar şiddetini artırarak devam edebilir. Eğitim alamayan, yoksul, işsiz ve depresyonda olan bir gençlik şiddet ve terörden başka ne üretebilir ki?  Eşitliği, barışı ve demokrasiyi; açlığı, yoksulluğu ve eğitimsizliği ortadan kaldırmadan sağlamak mucize yaratmakla eş anlamlı olabilir. Umarım bu ülke kolaycı yoldan mucizeler yaratabilir, aksi takdirde sosyal sorunlar her gün yeniden yaşanmaya  devam eder ki bu da kendimizi kandırmaktan ileriyi gitmeyen bir kısır döngü içinde geleceğimizi heba etmekten başka bir anlam taşımayabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder