Ülkemizde sosyal hizmet ve sosyal yardım alanları çok fazla biliniyor gibi gözükmesine rağmen, gelişmiş ülkelerdeki uygulamalarla kıyaslandığında çok fazla profesyonelce uygulanmadığı görülmektedir. Belediyelerin ya da kaymakamlıkların birçok alanda sosyal hizmet uygulamasında bulunduğu görülmektedir. Ancak bazı istisnai uygulamalar hariç, sosyal hizmet ve sosyal yardım uygulamalarının gelişi güzel ve içerik bakımından da profesyonellikten oldukça uzak olduğu bilinmektedir.
Bu tür yanlış uygulamalar, gerek kaynak israfına, gerekse yardıma muhtaç insanların yanlış yönlendirilmelerine yol açabilmekte, ayrıca istenilen sonuca ulaşmayı da engelleyebilmektedir.
Sosyal hizmet ve sosyal yardımın asıl amacı; ihtiyaç sahiplerine sürekli yardım etmek değil, yaşam kalitelerini artırıcı mesleki beceri sahibi olabilmelerine yardımcı olabilmek ve kendi geçimini sağlar hale getirebilmektir. Aksi taktirde sürekli el açan, yardım dilenen, çalışmayan ve üretmeyen bir toplum yapısı meydana getirilmiş olur.
Yukarıda ifade etmeye çalıştığım şekildeki toplumsal yapılar sürdürülebilir değildir. Yardıma muhtaç sayısı sürekli olarak artarken, bu kitlenin üretimden koparılması ve gerekli sosyal hizmet müdahaleleri ile yönlendirilmemesi, toplumu içinden çıkılması zor sosyal ve ekonomik problemler bütünü ile yüz yüze bırakabilir.
Bu tür sosyal ve ekonomik sorunların önüne geçilebilmesinin yolu, bu hizmetleri sunan yetkililerin sosyal hizmet alanında bilgi sahibi olabilmelerinden geçmektedir. Ancak herkesin sosyal hizmet alanında meslek elemanı olması tabii ki beklenemez. Ancak özellikle kamu hizmetinde çalışacak mesleki alanlardan örneğin, kamu yönetimi, hukuk, tıp, psikoloji vb. zorunlu ders kapsamında, sosyal hizmetleri tanıtıcı bir veya birkaç ders verilerek en azından konu hakkında bilimsel temele dayalı eğitim almaları sağlanabilir.
Ayrıca belediye ve kaymakamlık personelleri de bu konularda hizmet içi eğitimlerden geçirilmelidir. Ülkemizdeki en önemli sorunlardan biriside yöneticilerin genellikle her şeyi çok iyi biliyormuş şeklindeki yanlış algılamasıdır. Gerek belediye başkanları gerekse kaymakamlar bu konularda hizmet içi eğitimlere tabii tutulmalıdırlar. Ayrıca her belediye ve kaymakamlıkta sosyal hizmet alanında eğitim almış meslek elemanlarının istihdam edilmesi kaynakların yanlış kullanımını ve israfını önleyecektir.
Sonuç olarak, günümüz dünyasının olmazsa olmazları arasında yer alan sosyal hizmetleri en etkili şekilde uygulayabilmenin yolu profesyonellikten geçmektedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder