ULUSAL İLETİŞİM AĞI

11 Eylül 2010 Cumartesi

Sosyal Yardımlaşma ve Yerel Seçim Süreci

08 Aralık 2008

Yerel yönetim seçimlerinin yaklaşmasıyla birlikte sosyal hizmetlerin ve sosyal yardımların ne kadar önemli olduğu bir kez daha gün ışığına çıkmış bulunuyor. Yardımların yapılması tabii ki sosyal devlet olmanın doğal gerekçelerinden birisidir. Ancak buradaki sorun yardımların dağıtılmasındaki yöntemlerden kaynaklı olarak ortaya çıkmakta ve kimi kesimlerce eleştirilmektedir.

Sosyal yardımlar kesinlikle siyasi kaygılardan ve seçim yatırımı olma zihniyetinden uzak olarak yapılabilmelidir. Sosyal yardımlar karşıdaki kişiden alınacak bir oyun karşılığı olarak düşünülmemelidir.

Gerek dinimiz gerekse kültürel değerlerimiz yardımlaşmayı, fitre ve zekatı, kurban kesmeyi, yardımlaşmayı, yetime, kimsesize, yaşlıya, anne ve babaya, özürlüye gereken yardımın yapılmasını ahlaki ve dini zorunluluk olarak ortaya koymuştur. Ayrıca sanayi devrimi sonrası geleneksel yardımlaşma yöntemlerinin yetersizliği sonucu sosyal güvenliğin devlet tarafından sağlanması anlayışı bütün gelişmiş toplumlarda ön plana çıkmaya başlamış ve günümüzün sosyal devlet anlayışının da temelini oluşturmuştur.

Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere geçmişten günümüze ahlaki, dini ve sosyal devlet olmanın gereği olarak yapılan yardımların amacı bireyi ve dolayısıyla toplumu sağlıklı kılabilmeyi başarabilmektir.  Ayrıca çalışabilme gücü olmayan insanların da yaşayabilmelerine imkan sağlayabilmektir.

Ancak bugün birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi ülkemizde de çoğunlukla seçim dönemlerinde sosyal yardımların yoğunlaştığını görmekteyiz. Buradaki sorun yardımın yapılmak istenmesi değil aksine yardımların yapılış zamanları ve kriterlerinin belirlenmesine ilişkin yapılan itirazlardan kaynaklanmaktadır.  Yerel seçim öncesini yaşadığımız bu günlerde yazılı ve görsel medyaya yansıyan yardım görüntüleri trajik komik olmakla kalmayıp, aynı zamanda yardımlaşma duygularının bozulmasına da neden olabilmektedir.

Sosyal yardımlaşma anlayışı kullanılarak İnsan onuru ve ahlakı satılık bir meta haline getirilmemelidir. Hangi siyasi düşünce olursa olsun bu yardımlar oy avcılığına dönüştürülmemelidir.  Hepimizin amacı ülkemizi daha yaşanılabilir bir yer haline getirebilmeyi başarabilmek olmalıdır. Birbirimizi kötüleyerek bir yere varamayız. Önemli olan yanlışları görerek doğruya hep birlikte ulaşabilmeyi sağlayabilmektir.

Sonuç olarak: aynı gemide olduğumuzu unutmamamız gerekmektedir. Çünkü gemi su alırsa hepimiz rahatsız oluruz, batarsa hepimiz yok oluruz ya da iyi duruma kalmayız. Kurban bayramının hepimize sağlık, mutluluk ve anlayış getirmesini umut ediyorum. Yardımlar siyasi kaygılardan azade insani, ahlaki ve dini kaygılarımıza dayalı olarak yapılmalıdır. Barış dolu bir dünya anlayıştan ve yardımlaşmadan geçer hayırlı bayramlar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder