Kırsal kesimlerden Büyükşehirlere göç eden, gecekondu yada varoş olarak adlandırılan bölgelerde yaşayan insanlarımızın büyük çoğunluğu sosyal ve ekonomik açıdan çeşitli sorunlarla karşılaşmaktadırlar. Bu sorunların başında yoksulluk ve işsizlik gelmektedir. Gecekondu bölgelerinde yaşayan insanlarımızın büyük çoğunluğunun eğitim düzeyinin düşük olduğu bilinmektedir. Ayrıca bu insanlarımız genelde asgari ücretle çalışmaktadırlar.
Bu bölgelerde yaşayan ailelerin en önemli sorunlarının başında gelir düzeylerinin düşük olması gelmektedir. Kadınlar genelde çocuklarına bakmak zorunda kaldıklarından işe gidememektedirler. Bu bölgelerdeki ailelerin gelir düzeyini artırabilmek için kadınları çalışır hale getirmek gerekmektedir. Bu nedenle bu bölgelerde yaşayan ailelerin çocuklarına yönelik ücretsiz kreş hizmetinin verilmesi gerekmektedir. Çünkü çalışmak isteyen ancak çocukları yüzünden herhangi bir işe giremeyen kadınların çocuklarına yönelik verilecek ücretsiz gündüz bakım hizmeti aileleri destekleyici olacaktır. Günümüzdeki yerel yönetim anlayışı kapsamında, belediyeler bu tür sorunların çözümüne yönelik, projeler geliştirerek uygulamalıdır.
Ayrıca sosyo-ekonomik nedenlerle çocuklarını yuva ve yurtlara vermek zorunda kalan ya da ayni ve nakdi yardıma muhtaç aileler içinde ücretsiz kreş hizmeti sunmak sağlıklı olacaktır. Bu durumda çocukları ailelerinden ayırmadan alternatif bir hizmet sunulmuş olacaktır. Böylece bu çocuklar kurum bakımı dışında, daha düşük maliyetle kendi ailelerinin yanında, daha sağlıklı bir şekilde yetişebileceklerdir. Ayrıca parçalanmış aile olarak ifade edilen boşanmış ya da eşlerden birinin ölümü ile çocukların bakımının sorun haline geldiği ailelere yönelikte kurum bakımı dışında bir hizmet modeli sunulmuş olacaktır. Baba ya da anne gündüz işine gidebilecek akşamda çocuğunu kreşten alarak kendi evine gidebilecektir. Böylece aile bütünlüğü korunmuş olacaktır.
Belediyelerin bu tür hizmetleri belirli bölgelerde ücretsiz olarak sunması büyük önem arz etmektedir. Ancak ücretsiz kreş açılacak bölgelerin bilimsel bir şekilde tespit edilmesi gerekmektedir. Belediyeler kendi seçmenlerinin sosyal, ekonomik ve demografik özelliklerini iyi tahlil ederek uygun yerlerde uygun hizmet modellerini geliştirebilmelidir. Bu hizmetlerin sağlıklı bir şekilde geliştirilebilmesi için belediyelerimizin sosyal hizmet şube müdürlüklerinin etkin hale getirilmesi gerekmektedir. Ancak sosyal hizmet şubelerinin verimli ve istenilen sonuçları elde edebilmesi için alanında deneyimli meslek elemanlarını çalıştırması gerekmektedir.
Benzer hizmetlerin yaşlılara, kadınlara, özürlülere ve ihtiyaç sahibi insanlara yönelik olarak geliştirilmesi, yerel yönetimleri daha etkin ve verimli kılacaktır. Unutulmaması gereken, bu çocuklarımıza zamanında sahip çıkabilmektir. Aksi taktirde suça yönelen, çete üyesi olan, yada madde bağımlısı hale gelen çocuklarımızı rehabilite edebilmenin maliyetinin daha yüksek olduğu unutulmamalıdır. Sonuç olarak koruyucu ve önleyici sosyal hizmet politikalarının geliştirilmesi, toplumumuzdaki suç oranlarını azaltılıcı ve toplumsal barışı sağlayıcı yönde yararlar sağlayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder