ULUSAL İLETİŞİM AĞI

10 Eylül 2010 Cuma

Sosyal Hizmet Alanında Çalışan Personelde Tükenmişlik Sendromu

05 Şubat 2007

Son yıllarda ülkemizde ihmal edilen en önemli konulardan birisi toplumun ruh sağlığıdır. Toplumun ruh sağlığına ilişkin koruyucu ve önleyici önlemlerin yeterince alınamadığı görülmektedir. Her gün yazılı ve görsel medya da intihar, çocuklara cinsel taciz, dövülen ya da töre cinayetlerine kurban giden kadınlar vb, şiddet içerikli birçok olayla karşılaşmaktayız. Bu olaylar toplumsal ruh sağlığımızın geldiği noktayı göstermesi açısından oldukça ilginçtir. Bu tür olaylar her toplumda ve her tarihte nitelikleri değişmekle birlikte olagelmiştir. Ancak burada asıl önemli olan bu tür şiddet içeren olayların ülkemizde nicel anlamdaki artışıdır. Gerek suç işleme oranlarındaki artış gerekse antidepresan kullanan insan sayısındaki hızlı artış sosyal hizmetleri daha da önemli hale getirmektedir.
İşte bu noktada ele alınması gereken önemli bir unsurda, sosyal hizmete ihtiyaç duyan bireylere, bu hizmeti verecek olan personelin beden ve ruh sağlığı konusudur. Bu alanda çalıştırılacak personelin işe başlamadan önce ve ilerleyen hizmet yıllarına paralel olarak belirli aralıklarla psikolojik testlerden geçirilmeleri gerekmektedir.
Çünkü Malatya çocuk yuvasında ve diğer kurumlarımızda personele dayalı olarak yaşanan çeşitli ihmal ve istismar vakalarıyla istemeyerekte olsa karşılaşmak zorunda kalabilmekteyiz. Bu tür olumsuzlukları sadece disiplin cezaları ile ya da soruşturmalarla çözmek yetersiz ve kolaycı bir yaklaşım olacaktır. Bu gün ülkemizde çocuk, yaşlı, özürlü vb alanlarında çalışacak bütün personelin işe başlatılmadan önce ve başlatıldıktan sonra düzenli olarak psikolojik testlerden geçirilmeleri gerekmektedir. Çünkü hizmeti verecek kişinin psikolojik açıdan bu işi yapmaya uygun olup olmadığının sürekli olarak takip edilmesi gerekmektedir.
Çok basit gibi görünen bu konu bilimsel olarak incelendiğinde önemi daha iyi anlaşılacaktır. Görülecektir ki sosyal hizmet alanında çalışanların büyük çoğunluğu tükenmişlik sendromu yaşamaktadır. Peki, o zaman şu soru akla geliyor, psikolojik açıdan sorunlu personelin, kimsesiz çocuklara, yaşlılara, kadınlara vb sosyal hizmetleri ne kadar sağlıklı verebilecekleri konusu, ciddi anlamda elle alınarak incelenmelidir.
Sorun yalnızca çalışanlardan ya da kurum idarecilerinden kaynaklı bir sorun değildir. Sorun çalışma alanının özelliklerinden de kaynaklanmaktadır. Bütün dünya da bu alanda çalışan insanlarda tükenmişlik sendromu söz konusu olabilmektedir. Burada herhangi bir kişinin kusuru ya da hatasından kaynaklı bir durum söz konusu değildir. Bura da asıl önemli olan kurumsal anlamda yöntem değişikliğine gitmektir. Çalıştırılacak olan bütün personelin işe ilk girişten başlayarak belirli aralıklarla psikolojik testlerden ve değerlendirmelerden geçirilmesi gerekmektedir. Bütün gelişmiş ülkelerde bu alanda çalışan personele özlük hakları konusunda ve emekli olma süreleri konusunda ayrıcalıklar tanınmaktadır. Ülkemizde de bu konuda gerekli çalışmaların yapılması önem arz etmektedir.
Özellikle çocuk alanında çalışacak personelin dikkatle seçilmesi gerekmektedir. Ayrıca personelin beden ve ruh sağlıklarını koruyucu yönde hizmet içi eğitimlere tabi tutulması gerekmektedir. Personele bu konularda yardımda bulunulması, kurumlarda daha az istismar ve ihmal vakalarının ortaya çıkmasına neden olacaktır.  Sonuç olarak; sosyal hizmet alanında çalışan bütün personelin sürekli olarak belirli aralıklarla psikolojik testlerden geçirilmesi ve çalışma koşullarının düzeltilmesi gerekmektedir. Bu durum sosyal hizmetlerin verimliliği, etkinliği, saydamlığı ve hizmet kalitesi açısından önemlidir. Eğer bu konularda gerekli önlemleri alırsak yaşanabilecek olumsuzlukları en aza indirgemiş ve böylece geleceğimiz olan çocuklarımıza daha sağlıklı ortamlarda yaşama imkanı sağlamış oluruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder