ULUSAL İLETİŞİM AĞI

11 Eylül 2010 Cumartesi

Bir Annenin Çocukları Üzerindeki Etkisi

26 Ocak 2009

Yaşamda hepimiz en doğruyu ve en güzeli yaşamak isteriz ancak bazen bütün bu olumlu isteklerimize rağmen hayatın bizlere sunmuş olduğu gerçekleri yaşamak zorunda kalırız. Ailelerde de çeşitli nedenlerle ortaya çıkan patolojik olgular, o ailedeki bütün bireyleri ve özelliklede çocukları olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

Aile içi ilişkilerdeki sorunlar çocukların büyümesiyle birlikte aileler arası sorunlar haline gelebilmektedir. Yani patolojik olarak kurulan bir aile, çocukların sayısına göre bu patolojiyi yeni aile yapılarına istemeyerekte olsa taşıyabilmektedir. Bu gibi durumlarda ailelere profesyonel yardımlarda bulunulması sadece aile için değil toplumsal yapının sürdürülebilirliği içinde önemlidir.

Huzurevimizde kalmakta olan 69 yaşındaki bayan bir yaşlımızın aile yaşantısı bunun için iyi bir örnek vaka olarak değerlendirilebilir. Yaklaşık 8 yıldır huzurevinde ücretsiz olarak kalmakta olan yaşlımız 7 kız 1’de erkek çocuk sahibidir. Çocuklarının tamamını evlendirdikten sonra eşinden şiddetli geçimsizlik nedeniyle ayrılmış, bir süre çocuklarının evlerinde kalmayı denemiş ancak sürekli sorunlar yaşandığı için huzurevine girmeye mecbur kalmıştı. Yaşlımızın eşi kendisinden ayrıldıktan sonra evlenmişti. Çocukları anneleri huzurevine girdiğinden beri hemen hemen hiç ziyarete gelmiyorlardı. Ancak yaşlının sorunları sadece eski eşi ve çocuklarıyla da sınırlı değildi. Huzurevine girdiği andan itibaren gerek oda arkadaşı ile gerekse kurumdaki diğer yaşlılarla sürekli olarak sorunlar yaşamaya başlamıştı. Yaklaşık olarak birkaç yıl sonra ise sadece yaşlılarla değil personelle de çeşitli sorunlar yaşamaya başlamıştı.

Yaşlı ile ilgili çeşitli mesleki çalışmalar sonucu 6 yılını iki kişilik odada geçirmesi sağlanmıştı. Son iki yılda ise tek kişilik odada kaldığı halde bütün kattaki yaşlıları ve personeli rahatsız etmeye devam etmiş ayrıca kattaki koltuk ve sandalyeleri dahi yerlere atmaya, geceleri bütün ışıkları yakmaya vb. davranışlara yönelmeye başlamıştı. 8 çocuğundan hiçbiri gelmediği için yaşlı ile ilgili gerekli müdahalelerde sorunlar yaşanmış ve istenilen sonuca ulaşılamamıştı.

Son bir yılda ise yaşlının toplu bakım ortamında kalması tamamıyla sorun haline gelmişti. İstanbul’da olan çocuklarından ikisi ile yapılan 1 aylık telefon görüşmeleri sonucu ikna edilmişler ve her iki kızı da görüşmeye gelmişlerdi. Ancak kardeşler görüşme esnasında birbirleri ile konuşmuyor, yanlarında bulunan 9 yaşındaki bir kız çocuğunu iletişimde aracı olarak kullanılıyorlardı. Kardeşler birbirleri ile küs oldukları için konuşmuyorlardı. Her iki kız kardeşte anne baskısından kurtulmak için aynı gün çok fazla tanımadıkları iki insanla çocuk denilebilecek yaşta kaçarak evlendiklerini de ifade etmekteydiler. Aslında 8 kardeş ve onların çocukları da birbirleri ile zorunlu durumlar dışında görüşmüyorlardı.

Yapılan mesleki çalışmalar sonucunda kardeşler barıştırılmış, yaşlı ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde şizofren tedavisi görmüş ve kardeşler küçüklüklerinden beri annelerinin bu davranış şekillerini normal olarak algıladıklarını ifade etmişlerdi. Annelerinin ruhsal sorunları olduğunu yıllar sonra öğrenen 8 kardeşten 6 sı yeniden görüşmeye başlamışlardı. Yaşlının 6 kızının da söylediği “çocukluklarının ne kadar kayıp ve mutsuz geçtiği” yönündeki fikir birliktelikleriydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder