ULUSAL İLETİŞİM AĞI

10 Eylül 2010 Cuma

Yeni Kent Yoksulluğu ve Çocuk

16 Nisan 2007

Ülkemizde yaşanan hızlı kentleşme beraberinde çeşitli sosyal sorunları da getirmiştir. Gecekondu bölgelerinde yaşayan halkın büyük bir kısmı ekonomik olarak düşük gelire sahiptir. Önümüzdeki süreçte gecekondu bölgelerindeki halkın gelir düzeyinin daha da düşeceğini söyleyebiliriz. Çünkü bilindiği üzere ülkemizde bütün diğer ülkeler gibi  küreselleşmeden etkilenmektedir. Küreselleşme beraberinde birçok olumlu etki yaratsa da gelir dağılımı konusunda büyük uçurumların doğmasına  neden olmaktadır.
Bu değişim sürecinde, yeni kent yoksulları olarak ifade edilen kesimi, gecekondu bölgelerinde yaşayan halk oluşturmaktadır. Çünkü kente gelmeyle birlikte büyük ölçüde geleneksel aile ilişkileri kopmaktadır. İhtiyaç duyduklarında alışık oldukları geleneksel sistemden yararlanamamaktadırlar. Gerekli mesleki eğitime sahip olamayan bu insanlarımızın yüksek gelir getirici işlerde çalışmaları söz konusu değildir. Asgari ücret veya altında gelire sahip olan bu grubun kentsel dönüşüm projeleri ile de gettolara toplanacağı görülmektedir.
Yeni kent yoksulları kentte başarılı olamayan, marjinal işlerde çalışan, korunmaya ve bakıma muhtaç; hastası, yaşlısı, çocuğu, özürlüsü olan sosyal risk gruplarından oluşmaktadır. Yeni kent yoksulları içindeki en önemli grubu ise çocuklar oluşturmaktadır. Son çıkarılan tarımsal dönüşüm yasalarıyla 10 milyon kadar insanımızın büyük  kentlere göçü beklenmektedir. Bu hızlı dönüşüm sonucunda  kentlerdeki gecekondu nüfusunun kat ve kat artacağı ortadadır.
Gecekondu bölgelerinde geleneksel kurumların ortadan kalkması ya da yeterince sağlıklı işlev görmemesi önemli bir boşluk yaratmaktadır. Devletin de sosyal devletten, düzenleyici yada yönlendirici yönetim anlayışına geçmesi, sosyal sorunları içinden daha da çıkılmaz hale getirmektedir. Önümüzdeki süreçte gelir dağılımındaki bozulmaların etkisiyle sağlıklı beslenemeyen ve yeterince eğitim alamayan genç bir nüfusun ortaya çıkabileceğini göz ardı etmemeliyiz. Ülkemizde son bir yılda suç işleme oranlarındaki % 100’ün üzerindeki artış bize gelecekte daha büyük sorunları yaşayabileceğimizi ifade etmektedir.
Sonuç olarak sosyal devletin ortadan kalkması ile bütün dünyada yoksullar büyük ölçüde yalnız kalmışlar ve mevcut piyasa mekanizmaları içerisinde sorunlarını kendi başlarına çözmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu konuda çok başarılı olabildiklerini söyleyebilmek ne yazık ki mümkün gözükmüyor. Ayrıca gün geçtikce bütün Dünyada zenginlerle yoksullar arasındaki gelir farkı hızla yükseliyor. Ülkemizde de benzer süreçlerin yaşandığını görmekteyiz. Ancak her şeye rağmen sürdürülebilir bir toplum yapısı için sosyal hizmetlerin yerel yönetimler eliyle yada merkezi yönetim tarafından yoksul halka sunulması gerekmektedir. Aksi taktirde önümüzdeki süreçte işsizlik, şiddet, kapkaç vb. toplumsal olayların daha da yoğun yaşanması kaçınılmaz hale gelecek ve bu durumdan da en fazla çocuklarımız etkilenecektir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder