Değişen ve hızla küreselleşen bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de sosyal sorunların yaşandığını görmekteyiz. Hızlı kentleşme, yoksulluk, göç, şiddet, vb olumsuzlukların toplumsal yapıya yansımalarının stratejik olarak planlanması gerekmektedir. Stratejik planlama geleceğe yönelik öngörülerde bulunulması, gerekli altyapı yatırımlarının yapılması ve koruyucu, önleyici hizmetlerin geliştirilmesi için gereklidir. Aksi takdirde toplumsal yapıda ortaya çıkabilecek sorunları çözmekte istenilen düzeyde etkinlik sağlanamayacaktır.
Ülkemizde özel sektörde sıklıkla kullanılan ve kamu sektöründe yer almaya başlayan stratejik planlanma kavramının sosyal hizmetler alanında da etkin bir şekilde kullanılması gerekmektedir. Son zamanlarda Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun yuva ve yurtlarında yaşanan üzücü olaylar toplumu derinden etkilemiştir. Medya da bu tür üzücü olayların sorumlusu olarak sadece çalışan insanlar gözükmektedir. Oysa sorunun kaynağı sadece insan faktörü değildir. İnsan faktörü oldukça önemlidir. Ancak diğer önemli bir unsur ise, bu alana ilişkin gerekli stratejik planlamaların yeterince yapılmış olmamasıdır. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumunun öncülüğünde sivil toplum ve özel sektörün katkı ve katılımlarıyla gerekli stratejik planlamaların ve norm kadro uygulamalarının yapılması gerekmektedir.
Örneğin stratejik planlama ile korunmaya muhtaç çocuk oranının gelecekte ne olacağı, bu çocuklara yönelik alternatif bakım modellerinin neler olabileceği, hangi bölgelerde sosyal hizmet yatırımları yapılacağı vb. konulara ilişkin sağlıklı öngörülerin elde edilebilmesi için stratejik planlamaların yapılması gerekmektedir.
Ancak bu tür stratejik planlamaların sağlıklı yapılabilmesi için il sosyal hizmetler müdürlükleri, il özel idareleri ve belediyelerin işbirliği içerisinde bu çalışmaları yapması gerekmektedir. Aksi takdirde kaynak israfı ve koordinasyon eksikliği istenilen düzeyde hizmet sunumunu güçleştirecektir.
Sosyal sorunların çözümünde stratejik planlamaların hem kurumlar arası hem de kurumsal düzeyde yapılması gerekmektedir. Bu tür bir anlayışın işlerlik kazanabilmesi ve hizmetlerden istenilen düzeyde verimlilik ve etkinlik elde edilebilmesinin yöntemi ise aslında çok basittir. Alanında etkin ve yetkin olarak ifade edilebilecek insanları işin başına getirdiğiniz zaman sorunları büyük ölçüde çözmüş olursunuz. Örneğin huzurevlerinde yaşlılık alanında uzman insanlarla, çocukta çocuk alanında, uzmanlaşmış meslek elemanları ile çalışmanız sizin hata payınızı en aza indirgeyecektir. Hangi alan olursa olsun başarıyı elde etmenin yolu işi bilen insanlarla çalışmaktan geçmektedir. Bu gün özel sektörün verimlilik açısından kamuya üstünlüğünün altında bu gerekçe bulunmaktadır.
Sonuç olarak korunmaya ve bakıma muhtaç çocuklarımız başta olmak üzere diğer sosyal hizmet alanlarında yapılacak çalışmaların başarılı olabilmesi için insan faktörü önemlidir. Ancak tek başına yeterli değildir. Burada önemli olan diğer bir unsurda gerekli stratejik planlamaların yapılmasıdır. Unutulmamalıdır ki sosyal hizmet politikalarının sağlıklı bir şekilde oluşturulması, sağlıklı toplumsal yapının oluşmasına hizmet edecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder