ULUSAL İLETİŞİM AĞI

10 Eylül 2010 Cuma

Yuva Çocukları Ne İster?

17 Aralık 2007



Bütün aileler gibi çocuklarını yuva ve yurtlara bırakmak zorunda kalan aileler de çocukları için en doğru kararı verdikleri düşüncesi ile hareket edebilmektedirler. Bu ailelerin büyük çoğunluğu çocuklarının iyiliği için bu kararı almak zorunda kaldıklarını söyleyebilirler. Çocuklarını ekonomik nedenleri gerekçe göstererek yuva ve yurtlarımıza getiren ailelerin tamamına yakını  çocuklarının daha iyi şartlarda büyümesini ve devlet güvencesi altında okutulmasını istemektedirler.

Çocuklarını yuva ve yurtlara ekonomik nedenlerle vermek isteyen ailelerin yaklaşım tarzları da çoğu zaman resmi kabul görmekte ve alternatif çözüm önerileri yerine çocuklar ailelerden alınarak yuva ve yurtlara yerleştirilebilmektedir. Sorun da bu noktada kendisini göstermektedir. Bir yanda göreceli olarak iyi koşullar, diğer tarafta ise yoksulluk ve zor yaşam koşulları. Ancak bir tarafta birebir anne yada baba sevgisi, diğer tarafta ise vardiya usulü çalışanların ücret karşılığı sevgisi. Hangisinin tercih edileceği kişiye göre değişebilir. Genel kabul şu olabilir sevgi karın doyurmaz. Birilerinin gerçeği bu olabilir. Oysa bir çocuk için sevgi bekli de karın doyurabilir ve anne babasının sevgisinin yerini hiçbir şey alamayabilir.

Çocuk yuvalarımızdan birisinde yeni göreve başlayan bir sosyal hizmet uzmanı çocukların okul öncesi gelişimlerinin tespiti için gerekli mesleki çalışmaları yaparken, çocuklardan birisinin algılama düzeyinin daha gelişmiş olduğunu ve daha uyumlu davranışlar sergilediğini fark etmiş ve çocuğu yakın gözlem altına almıştır. Yaptığı gözlemler sonucu çocuğun sabahları kahvaltı saatinden sonra ortadan kaybolduğunu ve akşam saatlerine doğru ortaya çıktığını görmüştür. Çocuğu ertesi gün izlemeye aldığında ise çocuğun yuvanın arkasındaki bahçe duvarında bulunan bir boşluktan yuvayı terk ettiğini ve yuvanın arkasındaki bir gecekonduya girdiğini fark etmiştir. Bu ailenin çocukları ile oynadığı ve ailenin evine rahatlıkla gidip geldiği, aile tarafından da çocuğun kabul gördüğü gözlemler sonucu ortaya çıkmıştır. Gecekondudaki aile ile yapılan görüşme sonucu ise çocuğun yaklaşık olarak iki yıldır yuvadan kaçarak, her gün bu ailenin yanına gittiği anlaşılmıştır. Aileye neden yuvaya haber vermedikleri sorulduğunda ise çocuğun gelmesine izin verilmeyeceği endişesinin hakim olduğu görülmüştür. Daha sonraki süreçte de çocuğun bu aile ile olan ilişkilerinin daha sağlıklı koşullarda devamı sosyal hizmet uzmanı tarafından sağlanılmıştır.

Yuvadan gecekondudaki bir ailenin yanına kaçan bir çocuğun, yuvadaki bütün imkanlara rağmen diğer yuva çocuklarına göre gelişimini daha üst düzeye çıkarabilmesi sizce de anlamlı değil mi? Bunu sağlayan kendi üç çocuğuna bile ekonomik olarak bakmakta zorlanan bir işçi ailesinin, sevgiyi yuva çocuğundan da esirgememesi ve onu kendilerinden birisi olarak ailelerine kabul etmeleriydi. Görüldüğü gibi hiçbir şey doğal olanın yerini alamayabilir. Bu çocuğun yuvadaki onlarca çocuktan farklı olmasını sağlayan sadece birebir ilgi ve sevgi olabilir mi?

Sonuç olarak yuva ve yurtlarımızın varlığı gereklidir. Ancak yuva ve yurtlarımız çeşitli nedenlerden dolayı ihmal ve istismara uğrayan ve aile yanında bakımı mümkün olamayabilecek çocukların bakımı için geçici süreler için kullanılabilir. Ancak bugün ekonomik gerekçelerle yuva ve yurtlarımızda bulunan binlerce çocuğumuz aile takip sistemi ve ekonomik yardımlarla ailelerinin yanlarına geri döndürülebilir.

Unutulmamalıdır ki her şey kendi doğası içerisinde sağlıklı ve güzel olabilir aynı çocuklarımız gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder