Son yıllarda ülkemizde, Avrupa Birliği uyum yasaları çerçevesinde, birçok yasal düzenleme yapılmıştır. Bu yasal düzenlemelerin içerisinde ki en önemli konulardan birisini tarım reformu oluşturmaktadır. Yapılan yasal düzenlemeler ile önümüzdeki süreçte, tarımsal üretimin dışına çıkacak nüfusun oranı oldukça fazladır. Bu nüfusun tamamına yakınının büyük kentlere göç etmesi söz konusu olabilir. İşte sorun bu noktada ortaya çıkabilir.
Çünkü tarımsal alandaki iş olanaklarının azalması doğal olarak kırsal kesimden göçü gündeme getirecektir. Ülkemiz de yapılan son yasal düzenlemeler ışığında konuya bakacak olursak bu süreç başlamıştır. Bu sürecin sağlıklı olarak sosyal politikalarla yönlendirilmesi gerekmektedir. Bu konuda yerel yönetimlere de büyük görevler düşmektedir. Çünkü merkezi yönetime ait bir çok görev ve yetkiler subsidiarite (yerindenlik) ilkesi gereği belediyelere bırakılmıştır. Belediyelerin sosyal konut, istihdamı özendirme, eğitim, sağlık, sosyal yardımlar ve sosyal hizmetler konularında stratejik planlamalar ve yatırımlar yapmaları gerekmektedir.
Bilindiği üzere özellikle büyük kentlerimize yoğun nüfus göçü beklenmektedir. Kırdan kentte göç edecek olan alt sosyo ekonomik düzeydeki bu ailelerin çocukları için sosyal ve ekonomik içerikli önlemlerin alınması gerekmektedir. Şayet gerekli önlemleri zamanında alamazsak birçok sosyal sorunla karşılaşmamız söz konusu olabilir. Bu çocukların gerek kentsel yapıya uyumu, gerekse eğitimi oldukça büyük önem arz etmektedir. Dolayısıyla bu sorunlara ilişkin sosyal hizmet politikalarının oluşturulması aciliyet arz etmektedir.
Şayet gereği gibi sosyal hizmet politikaları oluşturmadığımız taktirde, kırsal alandan gelecek olan bu insanların büyük bir kısmı ileri ki süreçte kentte uyum sorunları yaşayabilir. Bu durumda kaçınılmaz olarak büyük kentlerimizde şiddetti artırabilir. Zamanında çözülemeyen sosyal ve ekonomik problemler, kapkaç, çocuk işçiliği, sokak çocukları ve çocuk pornosu gibi birçok sorunu daha da içinden çıkılamaz hale getirebilir. Bu da doğal olarak sağlıksız bir toplum yapısının oluşmasına sebebiyet verebilir.
Sonuç olarak bugün ki yaşam alanlarımızdan daha zor ve tehlikeli yaşam alanlarına sahip olmak istemiyorsak ve çocuklarımıza sağlıklı bir gelecek bırakmak istiyorsak gerekli önlemleri titizlikle almak zorundayız. Aksi taktirde şuan yaşamakta olduğumuz toplumsal sorunlar katlanarak artabilir.
Çünkü unutmayalım ki sağlıklı bireyler sağlıklı toplumları meydana getirmektedir. Bunun anahtarı ise gelecek nesillerimizi oluşturacak çocuklarımızdır.
Sevgiyle kalın ve sevgiyle çoğalın.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder